21.11.09

Arıcılara Destek (!)

Arıcılar bu yıl da beklediği desteği bulamıyor!
Bu girişi niçin yaptım biliyor musunuz? Hafta başında Atila bizi aradı...
Bir arıcı arkadaşımız, arıcılara kovan başına 50 dolar destek verileceğini duymuş. Gazeteci olarak bizim haberimiz olup olmadığını sordu..
Onlara cevabım; 2010 bütçesinin mecliste bulunduğunu ve 2009 destekleme birim miktarları ile 2010 yılında tarımsal desteklemeye ayrılacak rakamların belirlendiği oldu.
Basında da yer alan haberlere göre; 2009 yılında arıcılara kovan başına 6 lira destek verilecek. Yine aynı habere göre, gen kaynaklarının korunması kapsamındaki arılar için de kovan başına ayrıca 10 lira ödenecek.
Bu arada Ankara Gölbaşı'ndaki gibi sele kapılan ya da zarar gören kovanlara tazminat ödenmesine ilişkin bir haber de yok...
2010 yılı için de desteklerde çok farklı bir uygulama beklemeyin. Bu yıl GAP Eylem Planı Kırsal Kalkınma ve Hayvancılık Destekleri dahil 4 milyar 582 milyon lira olarak gerçekleşmesi öngörülen tarımsal destekleme bütçesi, gelecek yıl 1 milyar 131 milyon lira artışla yaklaşık 5 milyar 700 milyon liraya çıkacak.
Hatırlarsanız, çiftçiye 2004 yılında 3 milyar 84 milyon lira, 2005 yılında 3 milyar 708 milyon lira, 2006 yılında 4 milyar 747 milyon lira, 2007 yılında 5 milyar 555 milyon lira, 2008 yılında 5 milyar 809 milyon lira destek verilmişti.
Benim arıcı arkadaşlara tavsiyem, destek sözlerine umut bağlamamak, kovanları sigorta ettirme yollarını araştırmak...
Hoşça kalın, sevgiyle kalın...

2 yorum :

ariciahmet dedi ki...

Metin bey hayırlı seneler.
Yorumlarınıza katılıyorum,eleştiriler doğru ama cuvaldizi başkasına batırdık ığneyide kendimize bir batıralım.
20 gündür istanbuldayım vitrinleri gözlemliyorum çeşit çeşit peteklı ballar var yazılara bakıyorum organıkmı karakovanmı erzincan mı hepsi yazıyor fıyatına bakıyorum 10 ile 14 arası demekki üretici balı 6 lıraya fılan vermış şimdi bu balın saf olduğuna ben inanmiyorum sizler inanıyormusunuz??

Metin Çetin dedi ki...

Ahmet bey mesajınızı aldık. Aynen yayınlıyoruz.. Zaten bizim sıkıntımız da orada. Siz İstanbul'daki vitrinlere bakıyorsunuz, biz Ankara'daki vitrinlere... Diğer arıcı arkadaşlar da kendi illerindeki vitrinlere bakıyor ve aynı düşünceyi paylaşıyorlar... Bir fıkra var o da tam bizim derdimize denk düşüyor... Köylü nohutu ekmiş, hasat zamanı uğraşmış biçmiş adam tutup çalıştırmış ve sonunda nohutunu toptancıya üç otuz paraya satmış... Zamanın birinde şehire inince kuruyemişçi vitrinindeki leblebiyi ve fiyatını görünce homurdanmış;
"Ektiğim nohut, biçtiğim nohut, çarşıya vardın leblebi oldun köftehor!"
Bizimki de o hesap.. Arıları kışın koruyoruz, kekliyoruz. Bahara çıkınca da teşviğiydi, ilacıydı deyip sezona hazırlıyoruz.. Sezon sonunda Balımızı satmaya kalkınca, bal firmaları balın tenekesine 100-125 lira teklif ediyorlar... Bir teneke bal 26-27 kilo varın balın kilo fiyatını siz hesaplayın... Yaz boyunca gezgin arıcıların çoğu balını yok fiyatına satmak zorunda kaldı. "Yahu bal, kekten ucuza geliyor, satacağıma arıya yediririm" diyen de oluyor ama memleketine geri dönebilmek için satmak zorunda kalan da oluyor... Bu durumdaki arıcıların iki yolu var... Ya bu düzene devam edecekler ya da kooperatifleşme yolunu seçerek kendi ballarının satışını kurdukları kooperatif eliyle gerçekleştirecekler... Ancak gezgin arıcıların yapacakları bir şey daha var... Çoğunlukla yaptıkları gibi, kuluçkalıkta bal dolmuş gözü, sırlanmadan süzmeyecekler ki bal ekşime yapmasın...
Evet Ahmet bey, Bal tüccarlarının elinde oyuncak mı olacağız yoksa kooperatifleşmeye gidecek miyiz onu zaman gösterecek. Hoşça kalın sevgiyle kalın.