23.10.13

APİMONDİA 2017 Türkiye'de

Uzun bir aranın ardından yine sizlerleyiz. Güzel bir haberi paylaşmak olmasa, belki bir süre daha sizlerle bir arada olamıyacaktık. Arıcılık alanında dünyanın en prestijli kongresi olan Apimondia'nın 45'inci Kongresinin 2017'de Türkiye'de yapılacağı haberi bizi kendimize getirdi.
Baktık. Son yazımızı 10 Temmuz'da yazmışız. Koca bir yaz geçti, sonbaharı bitirmeye yaklaşıyoruz ve bizden ses yok. "Vay anasını sayın seyirciler."
Haklısınız. Üzülmüştük. Moralimiz bozulmuştu. vs vs....
Önce haberimizi verelim, ardından niye geciktiğimizi anlatalım. Apimondia 2013, Ukrayna'nın başkenti Kiev'de yapıldı. Türk arıcıları, geçtiğimiz yıl Kasım Ayı'nda Muğla'da yapılan arıcılık kongresinde karar almıştı. Ciddi bir hazırlığın ardından Kiev'de boy gösteren 200'ün üzerindeki Türk arıcısı, APİMONDİA 2017'nin İstanbul'da yapılması kararını çıkardı. 2 yılda bir düzenlenen bu kongreye 5 kıtadan 59 ülke (90 birlik) katılıyor.
Türkiye'nin başarısı olan bu kongreyi başarıyla sonuçlandırabilmek için tüm illerdeki arıcı birliklerinin harıl harıl bir eğitim ve altyapı çalışmalarına başlamaları tek dileğimizdir.
Bu haberin ardından gelelim hal-i pür melalimizin özetine.
Sezon çok güzel başlamıştı. Arılar o kadar erken gelişti ki; takip edemediğimiz bir kaç arı oğula bile gitti. Ancak Mayıs ayındaki 9-10 günlük lodos bize ciddi bir darbe vurdu. Arılar çaptan düştü. Oğulları ve zayıfları birleştirip toparlanalım dedik. 10 Temmuz'daki son yazının ardından bahçemizin etrafındaki alanda bir ot yangını çıktı. (10-12 yıldır hiç bir şey yokken, iki yıldır peş peşe yangın felaketi bizi şüphelendirse bile, açıkça şüphelendiğimiz biri de yok.) O yangını bahçemizin bir bölümüne ciddi hasar verdi, bazı ağaçlarımız yandı. Kovanların etrafını saran yangında 5-6 koloni de dumandan etkilenerek telef oldu. Arıların kaybı, sizin anlıyacağınız bizi yıktı. Moral kalmadı. Kendi içimize kapandık. Bal hasat sezonu da iki felaketin doğal sonucu olarak bizi oldukça etkiledi.
Aslında İç Anadolu'nun geneli böyle kötü gitti. Hatta, arıcılıkta bir ekol olmaya başlayan Hüseyin Ceylan (ki kendisiyle Muğla Arıcılık Kongresinde tanıştık ve onun arıcılık çiftliğini ziyaret konusunda da sözleşmiştik.) bile bizim Ankara-Ayaş bölgesine gelmiş ve sezonun çok kötü gittiğini görünce, sezon sonunu beklemeden ayrılmış. Kendi üzüntümüzden onu da arayamadık, ağırlayamadık ama seneye inşallah kendisi ile görüşürüz.

Hiç yorum yok :